Sayfalar

28 Ocak 2011 Cuma

Hatay Sorunu ve Sonucu

Hatay Sorunu ve Sonucu

Türkiye Hatay sorununu barışçı yollardan çözmek istiyordu. Milletler Cemiyeti aracılığı sonucu Türkiye ile Fransa arasında görüşmeler başladı.

Sonuçta Hatay’da bağımsız bir Türk Devleti’nin kurulması Hatay’ın toprak bütünlüğünün Türkiye ve Fransa tarafından korunması konularında anlaşmaya varıldı.(3 Temmuz 1938)

5 Temmuz 1938’de Türk askeri Hatay’a girdi.

2 Eylül 1938’de Hatay Millet Meclisi açıldı. Tayfur Sökmen Devlet Başkanı seçildi ve Abdurrahman Melek Başbakan oldu.

Türk Ordusu’nun Hatay’a girişi

Hatay konusu ile yakından ilgilenen Atatürk Hatay’ın bağımsız bir devlet olduğu haberini hasta yatağında öğrenmiştir. “…Bu milli meselemizin dostça tedbirlerle müspet neticeye ulaştırılmasından dolayı duyulan sevinç yerindedir” demişti.

Hatay Meclisi 28 Haziran 1939’da Türkiye’ye katılma kararı aldı. Bir gün sonra TBMM Hatay’ın Türkiye’ye girmesine karar verdi.

Sadabat Pakti

Sadabat Paktı

Atatürk, İran Şehinşahı Rıza Pehlevi ile (16 Haziran 1934)
Balkan Antantı ile Batı sınırlarını güvence altına alan Türkiye bölge barışına katkıda bulunmak ve doğu sınırlarını güvence altına almak amacıyla İran, Irak ve Afganistan ile Sadabat Paktı’nı imzaladı. (8 Temmuz 1937)
Bu pakt 1980 yılında İran-Irak Savaşı’nın ortaya çıkmasıyla geçerliliğini kaybetmiştir.

Montreux-Montro Bogazlar Sozlesmesi

MONTREUX ( MONTRÖ) BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ


Türkiye Lozan Barış Anlaşması’nın Boğazlar üzerinde getirmiş olduğu kısıtlamaların kaldırılması için harekete geçti.10 Nisan 1936’da Lozan Anlaşması’nı imzalayan devletlere birer nota gönderdi.

 
Türkiye’nin çağrısı üzerine Boğazların durumunu görüşmek için İsviçre’de MONTREUX (MONTRÖ)’de bir konferans düzenlenmiştir.

20 Temmuz 1936’da Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalandı.

Sözleşmeye göre;

  1. Boğazlar Komisyonu kaldırılıp görevleri Türk Devleti’ne devredildi
  2. Boğazların her iki yanındaki askersiz alan uygulaması kaldırıldı. Türkiye’nin burada asker bulundurması ve tahkimat yapılması kabul edildi.
  3. Yabancı ticaret gemilerinin barış zamanında Boğazlardan geçişi serbest olacaktı.
  4. Savaş gemilerinin geçişi için bazı sınırlamalar getirildi.
  5. Türkiye savaşa girer veya savaş tehlikesiyle karşılaşırsa boğazları istediği gibi açıp kapayabilecekti.

Balkan Antanti

BALKAN ANTANTI


Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Yugoslavya Kralı Aleksandr 'la Dolmabahçe Sarayının rıhtımında. Kral Aleksandr bu ziyareti sırasında Balkan milletleri arasındaki husumetin kaldırılması ve bir Balkan Antantı kurulması konusu üzerinde de düşüncelerini açıklamıştı.

1933’den sonra İtalya ile Almanya’nın hızla silahlanmaya başlamaları ve İtalya’nın Balkanlar için tehdit oluşturması Balkan devletleri arasında işbirliği ve yakınlaşma eğilimini doğurdu.

Türkiye, Romanya, Yugoslavya ve Yunanistan 9 Şubat 1934’de “BALKAN ANTANTI” nı imzaladılar.

Türkiye Balkan Antantı ile batı sınırını güvence altına almış, aynı zamanda bölge ve dünya barışına katkıda bulunmuştur.

24 Ekim 2010 Pazar

KYRENE KENTİ

KYRENE KENTİ

  • Kuzey Afrika’da Eskiçağ kentidir.Kyrene m.ö.631de her aileden bir erkek evlat seçilerek meydana getirilen ve Battos’un yönetimine verilen Teralı Dorlar Mısır’ın batısındaki günümüzdeki Libya’da kurulmuştur.Bir süre Battiades sülalesinden krallar tarafından yönetilmiştir.
  • Kyrene kenti adını Apollon’un aşık olduğu ve Libya’ya kaçırdığı su perisi Nymphe’den almıştır.Kyrene sikkelerinde Apollon ve onun atribüslerine rastlanmaktadır.
  • Kyrene coğrafi konumu ve toprağının zenginliği sayesinde kısa sürede zengin bir şehir haline geldi.
  • Akdeniz ekonomisinde önemli bir rol oynamıştır.
  • Kyrene’nin zenginliği tarıma dayanıyordu.Kyrene’nin bir diğer zenginliğide sapları sebze,suyu ise ilaç olarak kullanılan “SİLPHİON BİTKİSİ” idi.Bu bitki Kyrene’nin ihracatında önemli bir rol oynuyordu.Antik dünyada çok önemli olan bu bitki günümüzde üretilememektedir.
  • Yunanlılar bu koloni ile sıkı ilişkiler kurmuşlardır.Kyrene kenti Yunanistan’a buğday,şarap,meyve ve silphion bitkisi satıyordu.
  • Şehir M.Ö.331 de Büyük İskender tarafından alındı.Kent Ptolemaiosların hakimiyetini tanımak zorunda kalmıştır.
  • Kyrene M.Ö.322 de Mısır’ın bir parçası oldu.Firavunlar Amon dinini Afrika’ya yerleştirmeye çalışmışlardır.Kent Amon dinini benimsemiştir.
  • Mısır tanrısı Amon boynuzlu bir yaratık olarak gösterilmekteydi.Kyrene sikkelerinde tanrıları Zeus-Amon boynuzlu olarak gösterilmiştir.
  • Kyrene kenti M.Ö 96 da Ptolemaios Apion tarafından Roma’ya miras bırakılmıştır.
  • Ancak Kyrene M.Ö.74 te Roma şehri olabilmiştir.

23 Eylül 2010 Perşembe

Kyrene Kenti ve Paralar

KYRENE KENTİ


Eski çağlarda antik bir kent olan Kyrene Kenti ve kullanılmış paralar.

• M.Ö.322-313 tarihinde basıldı.

• Ön Tarafta:Boynuzlu,sakallı Zeus Ammon var.

• Arka Tarafta:Nymphe Kyrene var.

• M.Ö.331-322 tarihinde basıldı.

• Ön Tarafta:Nike dört atlı arabayı sürmektedir.

• KYPANAI lejandı var.

• Arka Tarafta:Zeus Ammon elinde skepteri oturmakta ve yanında kartal bulunmaktadır.

• IASONOS lejandı var.

• M.Ö. 308-277 tarihinde basıldı.

• Ön Tarafta:Boynuzlu Karneios var.

• Arka Tarafta:Silphium Bitkisi ve ışık saçan güneş var.

• KYPA lejandı var.

• M.Ö.30277 tarihinde basıldı.

• Ön Tarafta:Zeus Ammon var.

• Arka Tarafta:Zeus atribütlerinden olan şimşek demeti ve ışık saçan güneş var.

• M.Ö.308-277 tarihinde basıldı.

• Ön tarafta:Apollon var.

• Arka tarafta:Apollon un atrübütlerinden olan lir var.

• KYPA lejantı var.

• M.Ö.308-277 tarihinde basıldı.

• Ön tarafta:Zeus Ammon var.

• Arka tarafta:Silphium bitkisi ve Apollon un atrübütlerinden olan üç ayaklı kazan(tripot)var.

• KYPA lejantı var.

• E harfi basan kişinin imzasını gösterir.

• M.ö.300-277 tarihinde basıldı.

• Ön tarafta:Karneios var.

• Arka tarafta:Palmiye ağacı ve silphium bitkisi var.

• KYPA lejantı var.

• H harfi basan kişinin imzasıdır.

• M.Ö.485-475 tarihinde basıldı.

• Ön Tarafta:Nymph(Apollo’nun kaçırdığı Teselyalı bayan,adını Kyrene’ye vermiştir.Silphium bitkisini tutuyor.

• Silphium Bitkisi:Sapları sebze,suyu ilaç olarak kullanılan Antik dünyada önemli bir bitki.

• Arka Tarafta:Boynuzlu olarak gösterilen Zeus Ammon.

• Ammon:Eski Mısır’ın dinsel tarihinde önemli rol oynamıştır.Boynuzlu olarak gösterilir.

• M.Ö.470-440 tarihinde basıldı.

• Ön Tarafta:Kyrene Kenti’nin tarımında önemli bir yeri olan Silphium Bitkisi.

• Arka Tarafta:Zeus Ammon

• M.Ö.435-375 tarihinde basıldı.

• Ön Tarafta:Silphium Bitkisi

• Arka Tarafta:Zeus Ammon.

• M.Ö.331-322 tarihinde basıldı.

• Ön Tarafta:Nymph Kyrene var.

• Arka Tarafta:Karneios(Dorlar’ın eski tanrısı) var.

• M.Ö.331-322 tarihinde basıldı.

• Ön Tarafta:At üstünde Magistrate(sulh hakimi) var.

• KYPA(KYRE) lejandı var.KYPA lejandı basılan kentin adını ifade etmektedir.

• Arka Tarafta:Silphium Bitkisi var.

• Kyrene’ye ait olduğunu gösteren KYPANA(Kyrene) lejandı var.

• M.Ö.331-322 tarihinde basıldı.

• Ön Tarafta:Magistrat Aristagoras(Sulh Hakimi) dört atlı arabayı sürmektedir.

• Arka Tarafta:Zeus Ammon ve koç var.

• KYPANAION lejandı var.Bu lejand Kyrenelilerin anlamına gelmektedir.

• M.Ö.322-313 tarihinde basıldı.

• Ön Tarafta:Magistrate Polianthes üç atlı arabayı sürmektedir.

• KYPANAION lejantı var.Bu lejand Kyrenelilere ait olduğunu gösterir.

• Arka Tarafta:Zeus Ammon’nun elinde skepter var.

• M.Ö.322-313 tarihinde basıldı.

• Ön Tarafta:Nike(Zafer Tanrıçası) dört atlı arabayı sürmektedir.Ayrıca ışık saçan güneş(Argead Sülalesinin simgesi) var.

• KYPANAION lejandı var.

• Arka Tarafta:Zeus Ammon oturur vaziyette sağ elinde kartalı var.

SEDDÜLBAHİR MUHAREBELERİ

SEDDÜLBAHİR MUHAREBELERİ

İtilaf kuvvetleri Çanakkale’yi denizden geçemeyeceklerini anlamışlardı. Kara kuvvetleriyle Gelibolu Yarımadası’nı işgal edip boğazın Avrupa yakasındaki Türk Tabyalarını susturup boğazdaki Türk mayınlarını temizleyip donanmalarını Marmara’ya geçirip İstanbul’u işgal etmeyi düşünmüşlerdir.

Gelibolu Yarımadası’nda çıkarma yapmak için 2 bölge vardı:
1-Seddülbahir
2-Arıburnu Koyları

İlk çıkartma Seddülbahir’e olmuştur. Hedef Alçıtepe’yi ele geçirerek Kilitbahir Platosuna ilerlemek ve buradaki merkez tabyaları susturmaktı. Böylece boğaz giriş bölgesi elde edilecekti.

25 nisan 1915’te 5 yönden çıkarma yapılması düşünülmüştür:
1-Sarıtepe Güneyi (Y)
2-ikiz Koyu (X)
3-Teke Koyu (W)
4-Ertuğrul Koyu (V)
5-Morto Koyu (S)

Müttefik Donanmasına bağlı savaş gemilerinin yaptığı bombardıman çok şiddetli olmuştur.Ancak Türk bataryaları ve kuvvetleri imha olunamadığından İngiliz birlikleri ağır kayıplar vermiştir. Bu da müttefik kuvvetleri arasında büyük bir şaşkınlığa neden olmuştur.
Temmuz 1915 sonuna kadar çok kanlı geçen süngü hücumları ve karşı hücumlarla süren Kirte - Kerevizdere - Zığındere Muharebeleri özellikle Türk Birliklerinin müttefik donanmasının ateşinden korunmak amacıyla gece yaptıkları süngü hücumları şeklinde olmuştur.Bu bölgede işgal kuvvetleri 3-4 km’lik bir arazide tutunabilmişlerdir. Alçıtepe ve Kirte ele geçirilememiştir.

SEDDÜLBAHİR KALESİ (KALE-İ SULTANİYE)

Seddülbahir Kalesi Rumeli kıyısında Gelibolu Yarımadası’nın Ege Denizi’ne bakan ucunda bulunmaktadır. Anadolu Yakası’nda tam karşısında bulunan Kumkale’yle birlikte inşa edilmiştir.

1659’da IV.Mehmet Dönemi’nde Frenk Ahmet Paşa’nın Mimar Mustafa Ağa’ya yaptırmış olduğu kaledir.Kale yapımı için gerekli para Valide Hatice Sultan tarafından karşılandığı için kaleye Kale-i Sultaniye adı verilmiştir.

Burada hazırladığı bir filo ile 1657’de Çanakkale Boğazı’nda 3 gün süren bir deniz savaşını ardından Topçu Kara Ahmet Ağa’nın Venedik Amirali Meriko’nun gemisine attığı bir gülle Venediklileri yenilgiye uğratmış ve Bozcaada’dan çekilmelerini sağlamıştır.

Bu savaşta mevcut kalelerin düşman saldırılarına yetmediği anlaşıldığından III.Murat zamanında boğazın tahkimine başlanmıştır. Mimar Mustafa paşa Ağa, Frenk Ahmet Paşa yönetiminde faaliyete geçirilerek Rumeli kıyısında Seddülbahir Kalesi, Anadolu kıyısında Kumkale inşasına başlanmıştır.
Kale Çanakkale Savaşlarında Topçu Yarbayı Mecit Bey komutasında Ertuğrul Koyu’na İngilizler’in 19 - 25 şubat 1915’te yaptığı çıkarmaya karşı koymuştur.

SEDDÜLBAHİR TABYASI

Kale içinde 4 tane tabya bulunmaktadır.
2 tanesi Kumkale (Kale-i Hakaniye)’ye bakmaktadır. Diğer ikisi Ertuğrul Koyuna bakmaktadır.
Askerlerin barınmasından cephane muhafazasına kadar birçok amaçla kullanılmışlardır.

Burada;
2 adet 11 pusluk (28 cm çapında)
4 adet 9,4 pusluk (24 cm çapında)
Alman KRUP marka çakma toplar kullanılmıştır.